CHP eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, memleketi Antalya’dan Ankara’ya giderken Burdur’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Saat 14.30’da parti binasına gelen Baykal, iddialı konuştu. Partililere ‘Telaşa gerek yok, 13 yıllık dönemin sonuna gelindiğini’ söyleyen Deniz Baykal, “Bu yaşanan 13 yıllık sürenin sonuna gelinmiştir. 13 yıldır toplumumuzda bir karamsarlık, bezginlik, yılgınlık vardır, farkındayım, Bu duygunun yer yer ortaya çıktığını görüyorum. Hiç telaşa gerek yok, bir dönemin sonuna gelinmiştir. Bu böyle gitmeyecektir. Siyasette statükolar hiçbir zaman ebedi olmamıştır. Bu statükonun da sonuna geldiğimiz görüyorum. Bunun gereğini hep beraber yapacağız. “ Siz. Yeter ki güveninizi, heyecanınızı kaybetmeyin. Merak etmeyin, bu dünya kimseye kalmamıştır. Bu dünya bunlara da kalmayacaktır. Hele bunca yolsuzluk, hukuksuzluk, adaletsizlik , zorbalık, böylesine birikmişse bunun sürekli kılınması mümkün değildir. Her şeyin bir sınırı var, zorbalığında bir sınırı var. Diye konuştu.
CHP’Yİ BURDUR’DA ESKİ ŞANLI GÜNLERİNE DÖNDÜRECEĞİZ
Antalya Milletvekili ve adayı Deniz Baykal, parti binasında ilk olarak İl Başkanı Ali Özdemir ve üç milletvekili adayı ile kısa bir görüşme yaptı, ardından partililerin ve gazetecilerin karşısına çıktı. Burada yaptığı konuşmada, önseçim dönemindeki başarılı çalışmalarından dolayı partilileri ve aday adaylarını tebrik eden Baykal konuşmasında, “önseçim uygulamasını başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğiniz, bütün aday adayı arkadaşlarım demokratik bir yarışma yaparak, hiçbir kırgınlık küslük olmadan demokratik bir liste oluşturduğunuz için Burdur CHP’yi kutluyorum. İnanıyorum ki bunun yararını genel seçimde göreceğiz. Sadece aday arkadaşlarımız açısından değil, listeye giremeyen tüm aday adayı arkadaşlarımdan eminim genel seçimlerde de bu çalışmayı yürüteceklerdir, yürütmelilerdir. Eminim ki Burdur’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski şanlı günlerini yeniden gerçekleştiririz. Bu heyecanı ve umudu taşıyorum. Önseçim bu işareti verdi diye düşünüyorum. “ vurgusu yaptı.
ÖN SEÇİMLE ARTIK PARTİNİN KIBLESİ ÖRGÜTTÜR, PARTİ ÜYELERİDİR
Gerçek anlamda yargıç gözetiminde, bütün üyelerin katıldığı, güvenilir bir önseçim yaşandığını vurgulayan Deniz Baykal, şöyle konuştu: “ Bunun olumlu sonuçları olacağını düşünüyoruz. Örgüt gözünün tuttuğu insanları destekleyecektir, o insanlar örgüt sayesinde oraya geldiklerini unutmayacaklardır. Artık, partinin kıblesi, Ankara’daki kapalı kapılar ardındaki kiriş kişinin arasındaki kulis değildir. Partinin kıblesi örgüttür, üyesidir. Gerçek Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bunu özlemiştik, buna ihtiyacımız vardı. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Türkiye çok tarihi, kritik bir dönemin içinden geçmektedir. Türkiye de ülkenin kimliğini, ulusal bütünlüğünü, tarihsel sürekliliğimizi sarsan, tedirgin eden, çabalara arayışlara tanık olduk. Türkiye’nin temelleri ile oynanıyor. Böyle sıkıntılı bir süreçten geçerken gözler ister istemez Cumhuriyet Halk Partisi’ne yöneliyor. Türkiye’yi bu bölgede, istikrarlı, huzurlu, kendiyle barışık, mehzep ayrımı, ırk ayrımı yapmayan, kadın-erkek eşitliğine değer veren, bunu gerçekleştirmeye çalışan , gerçek anlamda demokrasiyi hedef bilen, uydurma değil, hukuka, adalete, yargı bağımsızlığına değer veren, saygılı bir toplum kurgusu CHP’nin milli mücadeleden hemen sonra sahiplenip, ilmik ilmik ördüğü geliştirdiği büyük tarihsel projedir. Umduğumuz yere gelmemizi, ekonomik ilerlememizi, sosyal yaşantımızı, kadın erkek eşitliğini, dünyanın çağdaş değerlerine açık duran, medeniyetten korkmayan, dini ve mezhebi siyasete alet etmeyen, insanları birbirine düşürmeyen bir siyaset anlayışını, geride bıraktığımız Cumhuriyet Halk Partisi’nin güvencesiyle ayakta tutmuşuzdur. Şimdi bu tehlikeye sokulmaktadır. Önümüzde bir Anasaya süreci yaşanacak. Ülkede kurumsal bir devlet kimliğine dayalı siyaset anlayışını geride bırakarak, şahsi, menfi, keyfi, kişisel , yargıyı umursamayan, güvenlik güçlerini tamamen siyasi araçlarla kontrol altına almış bir siyaset anlayışı , Anayasa değişikliği ile Türkiye’ye dayatılmak isteniyor. Buna karşı ciddi bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Bu mücadelenin verileceği zemin önümüzdeki Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Bu mücadele Burdur’umuzun sesini de , Burdur halkının istemlerini en güçlü şekilde, buradan seçip göndereceğiniz milletvekili arkadaşlarınız yerine getireceklerdir. Dayanışma içinde hep beraber çalışacağız. Türkiye’nin tarihsel kimliğine, bütünlüğüne, milli, siyasi değerlerine saygı gösteren bütün insanlar bir dayanışma içine gireceklerdir.”
MEYDANIN BOŞ OLMADIĞINI DİLE GETİRECEĞİZ
Türkiye’nin içinde bulunduğu, ekonominin artık çığırından çıkmak üzere olduğunu dile getiren Baykal, “yoksulluğun diz boyu olduğu, işsizlik tehlikeli şekilde arttığı, büyüme hızının hızla düştüğü, ekonomik bakımdan alarmların çalmaya başladığı bir ortamda, yaşanan huzursuzluklara karşı güvenlik güçlerine , adli yetkiler vererek kolluk güçleriyle barışı, huzuru sağlama anlayışına karşı bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Bu mücadeleyi hep beraber vereceğiz. Meydanın boş olmadığını, Cumhuriyetin sahipsiz olmadığını, Türk halkının tek kişinin iradesine, iki dudağının arasından çıkacak söze kaderini teslim etmeyeceğini, Kuvayi Milliye hareketinden beri bizim bir Türkiye Büyük Millet Meclisi üstünlüğüne dayalı, mecliste başbakanın da hükümetinde hesap vermesi anlayışına dayalı, meclisini üstünde bir şahsi siyasi irade yaratmayı reddeden anlayışımızı en etkili şekilde dile getireceğiz. “ dedi.
TELAŞA GEREK YOK, 13 YILLIK SÜRENİN SONUNA GELİNMİŞTİR
AK Parti’nin iktidarda olduğu 13 yıllık sürenin sonuna gelindiğini gördüğünü ve hissettiğini söyleyen Baykal, “13 yıldır toplumumuzda bir karamsarlık, bezginlik, yılgınlık vardır, farkındayım, Bu duygunun yer yer ortaya çıktığını görüyorum. Hiç telaşa gerek yok, bir dönemin sonuna gelinmiştir. Bu böyle gitmeyecektir. Siyasette statükolar hiçbir zaman ebedi olmamıştır. Bu statükonun da sonuna geldiğimiz görüyorum. Bunun gereğini hep beraber yapacağız.” Diyerek, partililere ; “Yeter ki güveninizi, heyecanınızı kaybetmeyin.” Mesajı verdi.
BU DÜNYA KİMSEYE KALMAMIŞTIR, ZORBALIĞIN DA BİR SINIRI VARDIR
‘ Merak etmeyin, bu dünya kimseye kalmamıştır.’ Diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Bu dünya bunlara da kalmayacaktır. Hele bunca yolsuzluk, hukuksuzluk, adaletsizlik , zorbalık, böylesine birikmişse bunun sürekli kılınması mümkün değildir. Her şeyin bir sınırı var, zorbalığında bir sınırı var.
Davalar açtılar; Yok Ergenekon davası, yok Balyoz davası. Ne oldu? Genel kurmay başkanını tutukladılar, müebbete mahkum ettiler, yıllarca içeride tuttular. Ne oldu? Beraat. Böyle bir şey olabilir mi? Yargılayacaksın mahkum edeceksin, mahkeme beraat kararı verecek. Yanlışmış düzelttik diyeceksiniz. Bir dakika dur derler adama. Dur. Ne yanlışı, kim yaptı bu yanlışı? Gerçekten haberi olmadan, bilmeden, aldatılarak, yanıltılarak mı yaptı? Yoksa milleti aldatan, yanıltan birileri var mı? Şimdi beni de sizi de aldatmışlar diyor. Bizi aldatmadılar, seni aldattılar. Hatta milleti sen aldattın.
ONCA DAVA AÇTILAR, NE OLDU?
Bu davaları açtıkları zaman yapmayın bu yanlıştır, bu adli değil siyasi bir olay, hukuka, yargıya sığmaz demedik mi? Deliller sağlam diyenler bunlar değil mi? Sahte diyen CHP değil miydi? O deliller sahte dediğimizde, O ‘ben bu davanın savcısıyım, bu davayı sonuna kadar takip edeceğim’ demiyor muydu? Buna karşılık CHP’nin genel başkanı ‘ben de bu davanın bütün mazlum sanıklarının avukatıyım’ demiyor muydu? Ne oldu? Kim haklı çıktı; hakim ki, avukat mı? Savcı nerede, avukat nerede, Türkiye nerede?
ALDATILMIŞ ADAM BAŞKAN YAPILIR MI?
Yüzlerce yıkılmış, yakılmış, perişan edilmiş hayat, elinden meslekleri alınmış pırıl pırıl çocukların, Harp Okulu’nu bitirmiş çocuklar, ya da en değerli komutanlar her birisi duman edildi. Niye edildi kardeşim? Ne var bunun arkasında sormayacak mıyız? Senin söylediğin laflar bundan önce söylediklerin gibiyse ne olacak? Seni birileri yine aldattıysa, senin yeni yalanlarının peşinde mi sürüklenecek bu millet? Bir de üstüne size başkansın diyeceğiz, yetki vereceğiz, seni daha kolay aldatacaklar. Aldatılmış adam başkan yapılır mı? Bunları anlatacağız.
CHP’YE NE SÖYLENDİYSE ‘BOŞ’ ÇIKMIŞTIR
Çok açık; Cumhuriyet Halk Partisi ne söylediyse doğru çıkmıştır, CHP’ye ne söylendiyse de hepsi boş çıkmıştır. Bu kadar haklı çıkan bir parti Türkiye’nin sigortasıdır. CHP’nin kıymetini bilmesini sağlayalım. Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var. Partimizle iftihar edelim, sahip çıkalım. İnşallah Burdur’da da CHP’nin altı oklu bayrağını Burdur’da zirveye dikeceksiniz.
Baykal, konuşmasının sonunda aday listelerini değerlendirmesinin istendiği soruya, “Aday listeleri ile ilgili soruya ‘herkesin listesi kendi listesidir. Hayırlı olsun” diyerek yanıt verdi.
Ziyaretin sonunda Baykal’a çiçek ve hediye verildi. Deniz Baykal, buradan Burdur Belediyesi’ne geçerek, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’i ziyaret etti.