CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan 10 Eylül 2014 Genel Kurul’da Ticari Anlaşmalar, İran’la gerçekleştirilen ticari ilişkiler ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına atama yapılması için Veteriner ve teknikerleri, Su ürünleri mühendisleri ve teknikerleri, Gıda mühendisleri, Ziraat Mühendisleri kadrolarının açılmasına ilişkin konuşmada bulundu. Milletvekili Özkan mühendis ve veterinerler için atama istedi. Milletvekili Özkan konuşması sırasında iktidar partisi AK Parti milletvekillerinden gelen çıkışlara aynı oranda cevap verdi.
İşte Milletvekili Özkan’ın 10 Eylül 2014’te yaptığı konuşma.
CHP GRUBU ADINA RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yok mu sizin de hiçbiriniz? Tepki göstermiyorsunuz.
BAŞKAN – Sayın Kaplan, konuştunuz yirmi dakika. Tamam…
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Şimdi, konu uzadı. Sevgili ziraat mühendisi arkadaşlarım, veteriner hekimler, su ürünü mühendisleri, toprak mühendisleri, zootekni mühendisleri ve teknikerler; sizlerle ilgili güzel bir pozisyon oluşmuştu burada. Maliye Bakanımız buradaydı, yine burada, Tarım Bakanımız buradaydı ama o konuya açıklık getirmek istiyorum çünkü tweet’lerden devamlı aldığımız, bugünlerde, tüm milletvekilleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığındaki kadrolar konuşuluyor.
Ama burada bir ticari anlaşma yapıyoruz Sayın Bakanım şu anda. Buradaki acizliğimizi gösteriyoruz. İran’dan bakın neler alacağız, İran’a ne satacağız, neler alacağız, onları sizlerle paylaşmak istiyorum. İran’daki ticari hacmimiz 2012 yılında 20 milyar dolar: Biz 2 milyar dolarlık satış yapıyoruz, 18 milyar dolarlık alış yapıyoruz. Geçen yıl 15 milyar dolar: Biz yine 4… Diğerinde 4’tü, bunda 2 milyar dolarlık satış yapıyoruz, 13 milyar dolarlık alış yapıyoruz. Şimdi hedefimiz ne: 30 milyar dolarlık alış yapıp 6 milyar dolarlık satış yapmak istiyoruz. Ama bakın, tarım ülkesi, 140 tarım ürününe karşılık 125 sanayi ürünü. Neler alacağız İran’dan tarım ve hayvancılık ülkesi? Sayın Tarım Bakanım burada olsa, bunları anlattı. Haksızlık oluyor tarıma, bizim Türk çiftçisine haksızlık oluyor. Neler alıyoruz bakın değerli vatandaşlarım…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Komisyon Başkanı burada…
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – …Alabalık, Norveç ıstakozu, çipura, peynir altı su, taze peynir, yumurta, işkembe, bağırsak, değişik çiçekler, domates, soğan, sarımsak, marul, hıyar, patlıcan, enginar…
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Hıyar var mı?
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Burada öyle yazıyor, “hıyar” yazıyor burada.
…brokoli, karnabahar…
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Hıyar bizde çok, almasak da olur.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Biz ona “salatalık” da deriz ama burada “hıyar” yazıyor.
…bal kabağı…
RECEP ÖZEL (Isparta) – “İşkembe” nerede yazıyor?
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Oku, orada.
…nohut, nohudun kabuklusu var, kabuksuzu var, hurma, incir, greyfurt, limon, karpuz, armut, ayva, kayısı, vişne, kivi, turunçgiller, çay, safran, sebze, balıklar, som, uskumru, havyar, çiklet yani sakız, beyaz çikolata, sakızlı, jelatin şekerler, badem ezmesi. Bizde ceviz ezmesi var, badem ezmesi var; bademin ana vatanı Türkiye, cevizin ana vatanı Türkiye arkadaşlar. Bu olur mu, böyle bir anlaşma olur mu? Anlaşmaya destek vermişiz. Neden? Ticaretimiz gelişsin diye. Benim arkadaşlarım da vermiş Komisyonda ama burada bir eksiklik var, bir yanlışlık var. Bu eksikliği hep beraber düzeltmek gerekiyor.
Sütlü çikolata kırıntısı…
Değerli arkadaşlar, bunları konuşmayacağız, nerede konuşacağız? Bakın, ülkemiz şu anda “Yurt dışından besi alacağım.” diyor. 100 besisi olana 40 besi ithal izni veriyor yurt dışından, 200 besisi olana 80 besi ithal izni veriyor. Ee, benim 30 besim var, ben ne yapacağım? Fakir fukaranın 20 besisi var, o ne yapacak? Bak, kurbanı bekliyordu bu vatandaşlar. “İlle 100.” Yani zenginin dostu olduk arkadaşlar. Bu şekilde tarım ve hayvancılık yönetilmez. Zaten benim tarım ve hayvancılıkla geçinen insanlarım dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor mu, en pahalı elektriğini kullanıyor mu? Bakın, benim Burdur’un Dağarcık köyünden adam mesaj çekmiş: “Su kuyularında enerji parası çok pahalı. Enerjinin hakkından gelemiyoruz.” diyor.
Bakın, mühendislerimiz -bu kadro bekleyen mühendislerimiz- “Biz hazırız. Yetiştirdi bu ülke bizi, kimimiz ziraat mühendisi oldu, kimimiz veteriner hekim oldu, kimimiz su ürünleri mühendisi oldu, gıda mühendisi oldu. Biz Tarım Bakanlığından kadro istiyoruz.” Bu İran’a vereceğiniz parayı Tarım Bakanlığına aktarın, kıskanmıyoruz, Tarım Bakanlığına aktarın -Maliye Bakanımız burada- kadro verelim, 10 bin kadro istiyorlar, bunu 20 bin yapalım. Üreticilerimiz de, köylümüz de, çiftçimiz de hep beraber bu cennet vatanda çalışalım.
Ovamız mı yok? Bizim Harran’ımız var, Çukurova’mız var, Antalya’mız var, Burdur’umuz var, Trakya’mız var, Karadeniz’imiz var, Bafra’mız var, Sakarya’mız var. Yok mu arkadaşlar? Bu ülkede Konya’mız, tahıl ambarı Konya’mız, Polatlı’mız var. Ee, bu bölgelerde bu kadar zenginliğimiz varken… Yani helva yapacağız, unumuz var, ateşimiz var, yağımız var, şekerimiz var ama bir türlü bunu alıp, hep beraber oturup, bu helvayı yapıp bu vatandaşımıza yediremiyoruz. Yazık değil mi bizlere? Biz buraya niye geldik arkadaşlar? Biz sorun çözmek için geldik.
Bakın, o Maliye Bakanı Tarım Bakanına atıyor; Tarım Bakanı Hükûmete, Başbakana atıyor.
Arkadaşlar, oturun bir… Ortak koalisyon değil. Burası koalisyon mu? Hayır, tek başına iktidar, güçlü iktidar. Bizden uyarı ve öneri istiyorsunuz. İşte, ben uyarı, öneri yapıyorum. Bu ülkenin yetiştirdiği o profesörlerimizin, öğretim görevlilerimizin, devletimizin yetiştirdiği, üniversitelerimizin yetiştirdiği ziraat mühendislerine, veteriner hekimlere, teknikerlere, su ürünleri mühendislerine, gıda mühendislerine bugün sahip çıkmayacağız da ne gün sahip çıkacağız arkadaşlar?
İran’a ne satıyoruz bakın? Bor, demir çelik ve altın. Diğerleri? Yok. Yani, tavlada bir oyun vardır, zar atarsın, İran devamlı düşeş atacak, dübeş atacak, 4 cihar atacak, sen hep yek, 2-1; hep yek, 2-1, dü yek. Bu olur mu? Bunda yeniliriz arkadaşlar, İran’a karşı yeniliriz. Kumar oynamakta amaç ütmek, bu ticaretteki, anlaşmadaki amaç Türk çiftçisini desteklemek. Ama burada Türk çiftçisini desteklemek yok arkadaşlar. Bunu anlayan varsa gelsin, anlatsın.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Ramazan Bey, bir Rıza Sarraf daha gelse olur mu acaba?
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Aynen öyle.
Bakın, Türkiye’de şu anda hastalıklar var zaten. Hastalıkla mücadele için… Trakya’da mavi dil hastalığı var, Trakya kaynıyor, hayvanlar ölüyor, karantina var, Anadolu’nun birçok ilinde şap var. Bunu kim çözecek? Veteriner hekimler. Yine, Doğu Anadolu’da Afrika hastalığı, yani “nodüler ekzantem” diye, hayvanlarda görülen bir hastalık var, hayvan pazarları kapalı. Bu hayvancılık Ankara’dan yönetilmez arkadaşlar. Hayvancılık mercii Burdur, Çanakkale, Trakya, Kars, Erzurum. İç Anadolu’da bizim küçükbaş hayvancılığımız var, Sivas’ımız var, Konya’mız var. Bakın, ben trenle giderdim eskiden Konya’ya giderken -sağ olun, teşekkür ediyoruz, hızlı tren bakın mutluluğumuz, hepimizin mutluluğu- trenle giderken, kıyıda, köşede koyun sürüleri görürdüm. Ama bu yıllarda gidiyorum, koyun sürüleri kayboldu, kayboldu.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) – Tren hızlı, göremiyorsun. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Kayboldu arkadaşlar. Göremeyenler dürbün taksın, baksın, benim gözlerim görüyor, arıyorum. Ben o koyun sürülerini görünce, kaç köpek var, kaç koyun var, kaç koç var içinde, onu biliyorum; çobanı görüyorum, çobanı. Diyorum ki… Merkebin üstündeki semerini dahi görüyorum. Görmeyenler görsün. Ben bir sürüye baktığım zaman içindeki şişeği de görüyorum, koçu da görüyorum, kuzuyu da görüyorum, düveyi de görüyorum. Yani, bakmak farklı da görmek farklı arkadaşlar, bunları göreceksiniz. Bak, görmediğiniz için kalktınız, İran’dan -bu biraz önce saydığım- Türkiye’nin ürettiği ürünleri getirmeye çalışıyorsunuz.
Büyükşehir Yasası çıkardık yine burada. Bakın, yanlışlık var arkadaşlar, büyükşehirde sorunlar. Yaylalar şu anda boş, yaylalar kimin elinde belli değil. Benim görev yaptığım Korkuteli ilçesi var, onun Küçükköy’ü var, yaylası var -köy bir yerde- geçmiş dönemde Milliyetçi Hareket Partili bir arkadaşımız belediye başkanlığı yaptı, 60 kilometreden su getirdi, dün arıyorlar beni, bu köyde su yok şu anda. Neden? Çünkü, Antalya’da hasada bağladınız, kendi içindeki su işini organize edemiyor büyükşehirler. Yaylaları organize edemiyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Bu sene kuraklık var.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Kuraklık yok, Cenabı Allah veriyor. Her türlü şeyimiz var. İşte, hünersiz ellerde olduğun zaman suyu bahane yaparsın, yağışı bahane yaparsın. Yağmur yağmadı, yok efendim kuraklık oldu… Bahane yok arkadaşlar. Bizim ülkemizde her şey var. Su da var, yağ da var, yayla da var, üretim de var, çiftçi de var. Ama o çiftçiye, o insanlara önder olacak insanlar lazım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta) – Var.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Öğüt verme, örnek ol, örnek ol, örnek.
Ben örnek bir insanım arkadaşlar. Benim ismim “Kurtaran” soyadım “Yaşatan”dı. Ben veteriner hekimim. Vatandaş koydu bu ismi, Kurtaran Yaşatan. Ne demek bu? “Ancak, inek kuyruğunu kıvırsa bu gelir kurtarır.” diyordu vatandaş. Bunu yaptık, vatandaşla beraber olduk. Yirmi yıl onlarla beraber…
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Şu CHP’yi de bir kurtarsan ne güzel olur!
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Arkadaşlar, kurtaracağız, ülkeyi hep beraber kurtaracağız. Buna ihtiyaç var, diyaloğa ihtiyaç var, konuşmaya ihtiyaç var. Karşılıklı -bakın- dinlemeliyiz.
AHMET YENİ (Samsun) – Müftü kurtaracak sizi. Müftü birinci oldu! Müftü el koydu partinize!
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Müftüye benim ihtiyacım yok, ben müftü torunuyum. Ben müderris torunuyum hiç merak etme.
Değerli arkadaşlarım, yani sorun çok. Tapular bakın, toprak satışları… Hepinizde bu sorun var. Toprak satışları var. “Efendim senin mülkün 150 dönüm.” diyor. “Efendim benim 5 dönüme ihtiyacım var, 5 dönüm satacağım çocuğumu okutacağım.” “Satamazsın.” diyoruz, kanun yaptık. Yanlış oldu arkadaşlar, bunları düzeltmek Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi. İllerinizde bu sorunlar yok mu, size gelmiyor mu? Tapuda kuyruklar var şu anda. Bolu’da, Sakarya’da adam 1 dönüm satıyor, beş yıllık ihtiyacını karşılıyor ama diyor : “Kardeşim senim 145 dönüm arazin var, ya hepsini satacaksın ya hepsini kardeşine devredeceksin.” Elbette Toprak Koruma Kanunu’nu ülkemizin çıkarları için yaşattık ama yanlışlık var, bunu kim düzeltecek? Biz düzelteceğiz. Nerede Tarım Bakanı? “Benim haberim yok.” diyor. Toprak Reformu Genel Müdürlüğü bu sorunu en kısa zamanda çözmelidir. Değerli arkadaşlar, bu çözülmedikten sonra bu vatandaş ne yapacak?
Bak, yurt, yurt, yurt; bugünlerde yurdu konuşuyoruz. Yurt, kurs, burs, bugünün konusu bu. Sizde yok mu bu? Yurt, kurs, burs. Öğrencilerimiz burs istiyor, para istiyor, para, para, para. Parasız saadet olmuyor. Kurs, burs, yurt.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Burs ne, kurs ne?
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) – Yani, bunu anlayamadıysanız ben ne yapayım.
Değerli arkadaşlarım, sorun, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bu sorunun çözüleceği günleri özlemle bekliyorum. Hepinize saygılar sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)